2 Ocak 2013 Çarşamba

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ


OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ

Anne-babalar genellikle çocuklarını yuvaya gönderirken çok büyük beklenti içinde olmaktadırlar. Yabancı dil eğitimi, çok çeşitli etkinlikler talep edilmekte ve okul seçiminde dikkate alınmaktadır. Aslında en çok talep etmeleri gereken, günlük program içinde yuvada çocuğun yaşına uygun ve öğrenebileceği genel bilgilerin verilmesidir. 0-7 yaş arası çocuğun öğrendikleri ileriki yaşlarını şekillendirmektedir. Çocuk bu yaşlarda oyunlar oynayarak, şarkılar söyleyerek gelişimini tamamlayacaktır. Yuvada aynı yaş grubu çocuklarda bireysel farklılıklar olması normaldir. Sınıf ortamının gelişimi destekleyici nitelikte olması için, öğretmenlerin öğrencilerin gelişim ödevlerini yerine getirmelerinde aile ile işbirliği içinde olması gerekir.

Okulların çocukların hareket ihtiyaçlarını karşılayacak mekanlar hazırlaması ve dinlenme saatleri oluşturması gerektiği gibi, ailelerin de aynı ihtiyacı ev içinde gidermeleri gerekir.
Çocuk yuvalarının günlük programlarının çocuğa zorunlu olarak bazı faaliyetleri yapmaları gerektiği hissini vermemesi gerekir. Çünkü 0-7 yaş çocuklarının duygusal gelişim düzeyi, öğrenmek için bilinçli çaba harcamaya elverişli değildir. İlgi süreleri normal çocuklar da öğrenirken zaman zaman isteksizlik, can sıkıntısı ve bıkkınlık yaşar. Bunları yaşarken öğrenme aktivitesi içinde olduğunun da farkındadır. Dolayısıyla öğrenmenin sıkıntı verdiği izlenimini edinmektedir. Böylece çocukta öğrenme durumu ve isteksizlik yanyana gelmekte ve ‘öğrenmek sıkıcıdır’ gibi bir izlenim oluşmaktadır. Bu durumun en büyük tehlikesi ,çocuğun ileriki yaşlarında ‘öğrenme tembeli’ olmasıdır. Bu nedenle bir şeyleri öğretmeye çalışırken öğrenmenin sıkıcı olduğunu öğretmemek çok önemlidir.

Öğretmenlerin ve ebeveynlerin bir konuyu işlerken çocuğa bu yaşlardan aklında kalabilecek pratik bilgileri vermesi çok önemlidir. Örneğin bir bitkiyi anlatırken onun canlı olup olmadığı tartışılabilir.

Çocukların okul etkinliklerinde ve evde sessiz olmaları beklenmemelidir. Etkinliklerdeki başarı değil, çocuğun etkinliği oyun olarak görmesi önemlidir. Çocuktan mükemmellik beklenmemelidir.

Aileler bazen yuvanın akademik ve aktüel bilgileri vermedeki önemini fark etmemektedirler. Hatta bu durumun çocuğun ileride okuldan soğumasına neden olmasından endişelenmektedirler. Oysa biliyoruz ki çocuğun 0-7 yaş döneminde öğreneceği ve edineceği deneyimler ileride çok işine yarayacaktır. Buradaki nüans farkı çok önemlidir: Çocuklar serbestçe oynamalı ve çalışmalıdır. Veliler olarak siz çocuklarınızdan çok fazla şey beklemezseniz, eğitmenleriniz de zorlanmayacaktır.
Yuvalarda çocuk eğitiminde pek çok yöntem uygulanmaktadır. Bunlardan biri olan High-Scope yönteminde çocuklar oyunu planlar, oynamaya başlar, oyunda bir şeyler yaratır, sonra öğretmenine anlatır. Çoklu zeka kuramına göre ise, çocukların doğuştan getirdikleri yetenekler önemli olduğundan, çocuğun yeteneklerini geliştirmek önemlidir. Konuşmayı seven bir çocuk yuvada daha çok öykü anlatabilir, diğeri legoları birleştirip özgün bir yapıt üretir, bir başkası hareketli oyunlar oynar. Çocukların dikkat süreleri 15-20 dakika ile sınırlı olduğu için, faaliyetler sırasında bu göz önünde bulundurulmalıdır. 
Çocuğun kendiliğinden öğrenmesini sağlamak öğrenme tembelliğine neden olmamak bakımından çok önemlidir. Çocuk öğrenmeye zorlanır ve başarılı olamazsa, yetersizlik duygusu geliştirebilir. Bu nedenle altını ıslatmaya başlayan çocuklar olabilir.
Duyarlı veliler olarak ,yıl sonunda yuvalardan çocuklarınızı zorlayıcı etkinlikler talep etmek yerine, çocuklarınızın bütün yıl boyunca yaptıkları faaliyetleri okulun bahçesinde sergilemelerini isteyebiliriniz. Böylece arkadaşlarıyla özgürce oyunlar oynayıp, şarkılar söylemesini de sağlayabilirsiniz.

kaynaklar:
Oktay, Ayla; Yaşamın Sihirli Yılları
Piji, Ajar; Okul Öncesi Eğitiminde Veli Denetimi( Makale)
yazan: Psk.Dnş.Özden ŞENKOYUNCU